VİŞNELİ KEK’İN LEZZETLİ PRÖMİYERİ: YEŞİLTEPELER TİYATROSU SAHNEYİ SALLADI

  

 Yeşiltepeler Tiyatrosu, tiyatro severleri büyüleyen “Vişneli Kek” oyununun görkemli prömiyerini, Konak Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde büyük bir coşkuyla gerçekleştirdi. Tiyatronun kurucusu, aynı zamanda oyunun yazarı ve yönetmeni olan Aynur YEŞİLTEPELER’in öncülüğünde sahnelenen bu dramatik psikolojik eser, izleyicilerden tam not almayı başardı.

Başrollerde yer alan tiyatronun Genel Sanat Yönetmeni Sinan Görkem GÖNEL ve yetenekli oyuncu kadrosu Berfin GEDİK, Özlem AKGÜNEŞ, Rukiye SARIDEMİR, Canan YAPAR, Farabi ORHAN, Burak PAMİR‘in olağanüstü performansları, izleyicileri 90 dakikalık bir duygusal yolculuğa çıkardı.

Oyun, hayatında değişiklikler yapmaya karar veren ve dünyayı kurtarmak için harekete geçen Özgür isimli bir kafe çalışanının, yolda tesadüfen Zeliha ile çarpışmasıyla başlayan olaylar zincirini konu alıyor. İkilinin bu beklenmedik karşılaşması, her iki karakterin de hayatını derinden etkileyen dramatik anlara sahne oluyor. Seyirciler, bu etkileyici hikayeyi büyük bir dikkatle takip ederken, duygusal anlar ve insan ruhunun karmaşıklığı üzerine derin düşüncelere daldılar.

Prömiyer sonunda sahneye çıkan Aynur Yeşiltepeler, oyunun ertelenmemesi konusunda duygu dolu bir açıklama yaparak TUSAŞ’ta şehit olanları andı. Yeşiltepeler, “Sanatın iyileştirici gücüyle zor zamanlarda bir arada olmalıyız” diyerek ekibiyle birlikte seyircilerle toplu bir hatıra fotoğrafı çektirdi. Bu özel gece, sanatseverlerin uzun süre hafızalarından silinmeyecek bir iz bıraktı.

Yeşiltepeler Tiyatrosu’nun etkileyici performansı, İzmir sanat camiasında uzun süre konuşulacağa benziyor.

Özel Haber : Umut UÇAR

İzmir’de Yenilik Partisi Rüzgarı: Genel Başkan Öztürk Yılmaz Parti Teşkilatı İle Buluştu

 

İzmir, siyasi arenada yeni bir dönemin başlangıcına tanıklık etti. Yenilik Partisi Genel Başkanı Öztürk Yılmaz, İzmir il teşkilatı üyeleri ile buluşarak, partisinin İzmir’deki ivmesini artırmak ve geleceğe yönelik stratejilerini değerlendirmek amacıyla önemli bir toplantı gerçekleştirdi. Toplantıya Adalet ve Demokrat Partisi İzmir İl Başkan Yardımcısı Şakir Varol’da katılım sağladı

Toplantı sırasında Genel Başkan Yılmaz, parti teşkilatının İzmir’deki örgütlenmesini ve sahadaki çalışmalarını yakından takip etti. Parti üyeleri, İzmir’in siyasi dinamikleri hakkında görüşlerini paylaştılar ve yerel ihtiyaçlarına yönelik çözüm önerilerini sundular.

 

 

 

Genel Başkan Öztürk Yılmaz, toplantıda  yaptığı konuşmasında, Türkiye’nin Siyasetinin değiştirmesi gerektiği ve Hamas üzerinden Filistin okumasına son vermesi gerektiğini ve Hamas’ın Hem İran’ın bir örgütü olduğunu ve hem de Siyasal bir İslamcı örgüt olduğu için Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Ürdün ve Mısır tarafından kabul edilmediğini belirtti.

 

Konunun Filistin olunca; Hamas önde olunca geri durduklarını söyledi. Aynen şu an da yaptıkları gibi. Türkiye’nin de bu yüzden acilen politika değişikliği yapması gerektiğini vurguladı. Türkiye Hamas’ı desteklediği için İran’ı desteklemiş oldu. Siyasal İslamcıları desteklemiş oluyor. Bunları desteklediği için de Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Ürdün ve Mısır geri duruyor diyerek, böyle politikanın kabul edilmeyeceğini vurguladı.

 

Eğer akan kanı durdurmak istiyorsanız, Türkiye çıkar Ben Filistin’e dönük paradigmamı değiştiriyorum. Artık Hamas’la değil, konuları batı Şeria’daki, Laik yönetim olan ve Uluslararası tanınmışlığı da olan Mahmud Abbas’la yapacağım der.

 

Sisi’yi, Suudi kralını, Birleşik Arap Emirlikleri’ni ve Ürdün Kralını da alır, bir ateşkes ittifak oluşturur. Bu olaya Amerika Birleşik Devletleri de mecbur olarak katılmak zorunda kalır ve masaya oturulur diye konuştu.

 

İsrail istemese de karşısında büyük bir cephe olduğundan geri adım atacak ve ateş kes imzalanacaktır. Akabinde esir ve rehinelerin takası yapılacaktır. Bir yol haritasıyla yeniden kapsamlı bir müzakere ile iki devlette çözüm için dönülmüş olunur.

 

Bu yapılmadığı zaman; Yani Hamas üzerinden okumaya son verip, Filistin üzerindeki siyaset değiştirilmediği zaman olacak şudur. İsrail daha çok bombalayacak ve Filistinsiz bir Gazze yaratacak, Kaçan Filistinlileri Türkiye alacak ve orası da altın tepsi de İsrail’in önüne sunulmuş olacaktır.

 

Benzer şey Suriye’de oldu. Suriye’den kaçanları Türkiye aldı. Hem İran’ı hem de İsrail’i orada güçlendirdi.

 

Çatışmalar devam ettiği sürece de, ateş kes olmasa devam edecek. O zaman ne olacak, Filistinliler kaçacak. Kaçtığı zaman ne olacak, Hamas yine kalacak orada ve Hamas daha da güçlenecek. İran da güçlenecek. Olasıyla da İsrail güçlenmiş olacak.

 

Suriye de İsrail, İran güçlendi. AKP’nin yanlış politikalar nedeniyle Hamas, İran ve İsrail’in güçlendiğini Filistin’in zayıfladığını vurguladı.

 

Yenilik Partisi’nin İzmir’deki bu buluşması, parti üyeleri ve İzmir halkı arasındaki etkileşimi artırarak, partinin İzmir’deki varlığını daha da güçlendirmeyi amaçlıyor. Öztürk Yılmaz liderliğindeki Yenilik Partisi, Türkiye’nin siyasi sahnesinde yeni bir soluk olarak dikkat çekmeye devam ediyor.

ÖZTÜRK YILMAZ KİMDİR? 

Öztürk Yılmaz, 19.09.1970’de Ardahan’ın Açıkyazı Köyünde dünyaya geldi. İlkokulu köy okulunda okudu. Lise eğitimini Ardahan’da devam etti. Eşi Özay hanımla lisede tanıştı. Ardahan Lisesi son sınıfta nişanlandılar. Daha sonra ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü’nü kazanarak Ankara’ya geldi. AB'nin kalkınma ve entegrasyonu konusunda (VUB-Brüksel) Master yapmıştır. Evli ve üç kız babası olup, çok iyi seviyede İngilizce, Rusça ve Portekizce bilmektedir.

ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olduktan sonra 1996 yılında girdiği Dışişleri Bakanlığı'nda sırasıyla Balkanlar, AGİT, Ortadoğu, Orta Asya ve Kafkasya (Daire Başkanı) Daireleri ile Başbakanlık Dışişleri Başdanışmanlığında (Daire Başkanı olarak) görev yaptı. Yurtdışında ise, Bişkek Büyükelçiliği, Brezilya Büyükelçiliği ve Avrupa Birliği Daimi Temsilciliği'nde (Müsteşar)olarak görevler yaptı. 2013 yılında Musul Başkonsolosu, 2015 yılında Tacikistan Büyükelçisi oldu.

1 Kasım 2015 Genel Seçimleri ile 24 Haziran 2018 Genel Seçimlerinde CHP Ardahan Milletvekili olarak TBMM'ne girdi. 16-17 Ocak 2016 tarihine yapılan CHP Kurultayında PM üyeliğine seçildi.3 yıla yakın Dışişlerinden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olarak görev yaptı.

CHP’nin, yönetimden FETÖ ve bölücü kesimlerin partiden uzaklaştırılmasını istemesi ve parti içindeki diktatörlüğe başkaldırdığı için YCHP yönetimi tarafından haksız ve hukuksuz bir şekilde partiden ihraç edilmiştir. İŞİD’in elinde 101 gün esir tutuldu ve işkence gördü. Döndükten sonra Dışişleri Bakanlığı’na dilekçe vererek kendisine verilebilecek herhangi bir tazminatı kabul etmedi. Eğer bir tazminat olacaksa bunu vatan için canlarını feda eden şehit çocuklarına bağışlamak istediğini yazılı olarak beyan etti ve tazminat almadı. Esir olduğunda Gazi ünvanı verilmesini de istemedi ve talepte bulunmadı.

20 Kasım 2018 tarihinden 20 Temmuz 2020 tarihine kadar Ardahan Bağımsız Milletvekili olarak görevine devam etti. Türkiye’de artık bu düzenle devam edilemeyeceğini 20 Temmuz 2020 tarihinde YENİLİK PARTİSİ’ni kurarak özgürlük, üretim, adalet, sosyal barış ve diğer alanlarda güçlü ve milli bir programla halkımızın karşısına çıktı.

Tarihi An: Sivas'ta İlk Kez Yapılan Beyin Arka Çukur Atardamar Darlığı Ameliyatı Başarıyla Tamamlandı

Nöroradyoloji Alanında Yeni Bir Dönem Başladı

Sivas - Sivas ilinde gerçekleştirilen önemli bir cerrahi operasyonla, beyin arka çukur atardamar darlığı sorunu başarıyla çözüldü. Nöroradyoloji alanındaki bu başarılı operasyon, hem bölge tıp camiasını hem de sağlık sektörünü heyecanlandırdı.

Operasyon, Sivas Şehir Hastanesi'nde deneyimli bir cerrahi ekibin öncülüğünde gerçekleştirildi. Hastanenin nöroradyoloji birimi tarafından uygulanan bu özel ameliyat, teknolojik donanımın en üst düzeyde kullanılmasıyla gerçekleştirildi.

Hastanın beyin arka çukur atardamar darlığı sorunu, uzun süreli araştırmalar ve detaylı görüntüleme yöntemleri kullanılarak belirlendi. Ardından, hastanın durumuna uygun özelleştirilmiş bir ameliyat planı oluşturuldu.

Ameliyatı gerçekleştiren cerrahi ekip, başarılı operasyon sonrasında yaptığı açıklamada, "Beyin arka çukur atardamar darlığı gibi karmaşık bir durumu başarıyla tedavi etmek, hem hastamız hem de ekibimiz için büyük bir mutluluk kaynağı oldu. Bu tür cerrahi girişimlerde hem deneyim hem de teknoloji son derece önemli. Bu başarı, Sivas'ın sağlık alanındaki potansiyelini bir kez daha göstermiştir." şeklinde konuştu.

Sivas Şehir Hastanesi Başhekimi ise yaptığı açıklamada, "Nöroradyoloji alanındaki bu başarılı operasyon, hastanemizin ve bölgemizin sağlık altyapısının ne kadar güçlü olduğunun bir kanıtıdır. Hastanemiz, alanında uzman kadrosu ve son teknoloji ekipmanlarıyla her türlü sağlık hizmetini sunmaya hazır bir konumda." dedi.

Bu başarılı operasyon, Sivas'ın sağlık turizmi potansiyelini artırması ve nöroradyoloji alanında daha fazla uzmanlık ve ilgi çekmesi bekleniyor. Operasyonun başarısı, bölge halkı ve sağlık sektörü için umut verici bir gelişme olarak kaydedildi.

Sağlık alanındaki bu önemli adım, Sivas'ın sağlık sektöründeki yükselen ivmesini göstermesi bakımından dikkat çekici. Uzmanlar, bu tür başarılı operasyonların bölgeye olan güveni artıracağına ve daha fazla hastanın Sivas'taki sağlık hizmetlerinden faydalanacağına inanıyor.

Sivas Şehir Hastanesi'nde gerçekleştirilen beyin arka çukur atardamar darlığı operasyonu, bölgenin sağlık alanındaki potansiyelini bir kez daha ortaya koymuş oldu. Uzman ekip ve teknolojik altyapının bir araya gelmesiyle gerçekleştirilen bu operasyon, Sivas'ın sağlık sektöründeki yükselen konumunu pekiştirdi ve umut verici bir geleceğin habercisi olarak değerlendiriliyor.

Sivas'ta Tarihi Eserlerin Yeniden Canlanması

Sivas, Türkiye'nin tarihi ve kültürel zenginlikleri ile ön plana çıkan şehirlerinden biridir. Tarihi eserleri ve mimari dokusuyla ziyaretçilerini büyüleyen Sivas, son dönemde gerçekleştirilen restorasyon çalışmalarıyla bu değerlerini koruma ve gelecek nesillere aktarma çabalarını sürdürüyor.

Sivas Valiliği ve Kültür ve Turizm Bakanlığı işbirliğiyle yürütülen restorasyon projeleri kapsamında birçok tarihi yapı, orijinal mimari tarzına uygun şekilde restore ediliyor. Bu çalışmalar, şehrin tarih ve kültür turizmi potansiyelini artırmayı hedefliyor.

Son olarak, Sivas'ın simgelerinden biri olan ve Selçuklu dönemine ait önemli bir yapı olan Buruciye Medresesi'nin restorasyonu tamamlandı. Buruciye Medresesi, eşsiz mimarisiyle dikkat çekiyor ve ziyaretçilerine geçmişe bir yolculuk sunuyor. Yapının restorasyonu sırasında, orijinal mimari özelliklerine büyük özen gösterildi ve tarihi atmosferi korunarak modern ihtiyaçlara uygun hale getirildi.

Ayrıca, şehir merkezinde yer alan diğer tarihi eserler de yeniden hayat buluyor. Çifte Minareli Medrese, Gök Medrese, Divriği Ulu Camii ve Darphane-i Amire gibi Sivas'ın önemli tarihi yapıları da restore edilerek ziyaretçilerin ilgisine sunulacak.

Bu restorasyon projeleri sayesinde Sivas, hem yerli hem de yabancı turistler için cazibe merkezi haline gelmeye devam ediyor. Tarihi dokusunu koruyarak modern turizm olanaklarını da sunan Sivas, kültür ve tarih meraklılarının ilgisini çekmeye devam ediyor.

Sivas'ın tarihi eserlerinin yeniden canlanması, şehrin geçmişini geleceğe taşıyan ve kültürel mirası koruyan önemli bir adımdır. Bu tür restorasyon projelerinin devam etmesi ve tarihi eserlerin korunması, Türkiye'nin kültürel zenginliğini koruma adına da önemli bir misyon üstleniyor. Sivas, tarihle iç içe bir deneyim arayan gezginler için eşsiz bir destinasyon olmaya devam edecek.

Tele 1 Yayınlarına Karartma Kararı: Basın Özgürlüğü Tehlikede

İstanbul - Türkiye'nin önde gelen muhalif televizyon kanallarından Tele 1'in yayınlarına, hükümet tarafından alınan karartma kararı ülke genelinde endişe ve tartışmalara yol açtı. 5 Ağustos 2023 tarihinde alınan bu radikal karar, basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğü konularında büyük bir endişe yaratmıştır.

Karartma kararının ardında, kanalın hükümeti eleştiren haber ve programlarını yayınlaması ve muhalif görüşlere ses vermesi gibi gerekçeler olduğu iddia ediliyor. Tele 1, özellikle son dönemde siyasi olaylar ve kamuoyunu yakından ilgilendiren konularda sık sık eleştirel haber ve yorumlar yaparak, hükümetin politikalarını sorgulayan bir çizgide ilerlemiştir.

Muhalif kesimler ve insan hakları örgütleri, Tele 1'in karartılmasını demokrasi ve basın özgürlüğüne karşı ciddi bir saldırı olarak nitelendiriyor. Kararın hükümetin eleştiriye tahammülsüzlüğünü ve ifade özgürlüğüne verilen önemin azaldığı endişesini artırdığını belirtiyorlar. Aynı zamanda, bu tür kararların farklı düşüncelere sahip gazetecilere ve medya kuruluşlarına yönelik önemli bir korku ortamı yarattığını ve sansürün artmasına neden olduğunu savunuyorlar.

Hükümet ise, Tele 1'in terör örgütlerine ve terör propagandasına yardım ve yataklık yaptığı gerekçesiyle karartıldığını savunuyor. Bu iddialar, kanal yönetimi tarafından sert bir şekilde reddediliyor ve karartmanın gerçek nedeninin basın özgürlüğünü baskılamak olduğu iddia ediliyor.

Uluslararası toplum da Tele 1'in karartılması konusunda kaygılarını dile getiriyor. Birçok ülke ve uluslararası kuruluş, Türkiye'yi ifade özgürlüğüne saygı göstermeye ve bağımsız medyanın önünü açmaya çağırıyor.

Tele 1'in karartılması, Türkiye'deki medya ve basın özgürlüğü konusundaki endişeleri artırırken, gelecekteki adımlar ve hükümetin bu konudaki tutumu yakından izlenecek gibi görünüyor.

Gelişmelerden haberdar olmak için durumu takip etmeye devam edeceğiz.